Recep Tayyip ERDOĞAN
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
İstiklal ve istikbalimizin en önemli teminatlarından olan hava ve uzay çalışmaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında her bakımdan zirveyi zorluyor. “İstikbal Göklerdedir” şiarından hareketle yürütülen projeler sayesinde ülkemiz, havacılık alanında dünyanın parlayan yıldızlarından birisi haline geliyor.
Özellikle insansız hava araçları teknolojilerinde, geleceği okuyarak 10-15 yıl öncesinde attığımız adımlar, bugün meyvelerini vermeye başladı. Türkiye, yerli ve millî imkânlarla geliştirdiği İHA, SİHA ve TİHA teknolojisiyle bu alanda dünyanın ilk üç ülkesinden birisidir.
Hiç şüphesiz ülkemizin kısa sürede elde ettiği bu göz kamaştıran başarısının arkasında büyük bir emek, gayret ve fedakârlıklarla örülü bir mücadelede vardır. Nuri Demirağ, Nuri Killigil ve Vecihi Hürkuş gibi öncülerin hayatından ilham alan, bu isimlerin hayallerini gerçeğe dönüştüren Türk mühendisleri, bilim adamları ve girişimcileri savunma sanayimizin gizli karamanlarıdır.
Biz de göreve geldiğimiz 2002 yılından itibaren havacılık başta olmak üzere savunma sanayimizi dışa bağımlıktan kurtarmak için canla başla çalıştık. Maruz kaldığımız gizli-açık ambargolara ve engelleme girişimlerine rağmen bu alanda yürütülen proje sayısını 62’den 750’nin üzerine çıkardık. Bütçesi 5,5 milyar doları ancak bulan savunma projelerini, ihale süreci devam edenlerle birlikte 75 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe taşıdık.
Bundan sadece birkaç yıl önce dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 2 firmamız varken, hamdolsun bugün aynı listede 7 firma ile temsil ediliyoruz. Devrim niteliğindeki adımlarımız emniyet birimlerimizin sahadaki gücüne güç katarken operasyonlardaki başarılarını daha da artırdı. Ülkemiz, sınırları içinde ve ötesinde her türlü harekâtı sorunsuz bir şekilde icra edebilecek kapasiteye kavuştu. İnşallah savunma sanayiinde yakaladığımız tarihi ivmeyi, hedeflerimize ulaşarak taçlandırmayı hedefliyoruz.
Havacılık ve uzay sanayimizin tarihine ayna tutan bu eseri, ülkemizin verdiği mücadeleyi ve nereden nereye geldiğini gösteren önemli bir referans kaynağı olarak görüyorum. Milletimizde “GÖK VATAN” bilincinin oluşmasına katkı sağlayacağına inandığım bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum.